ÇOCUĞUMUZA SINIR KOYMAK

ÇOCUĞUMUZA SINIR KOYMAK

10.12.2012 797

Çocuğunuza Sınır   Koymak

 

 

Çocuğumuzun   hareket alanını belirlerken nelere dikkat edelim ? ÇOCUĞUNUZA   SINIR KOYMAK
                 
Çocuklara sınır çizmekteki amacımız çocuklarımızın bağımsız,   kendi kendilerine hareket edebilen bireyler haline gelebilmelerini sağlamaktır.   Sınırlar çocukların kendilerini güvende ve emniyette hissetmelerini sağlar ve   onlarla ilgilenen birilerinin olduğunu hissettirir. Çocuklar kabul edilebilir   ve edilemez davranış arasındaki çizginin nerede çizildiğini bilmek isterler   ve bu şekilde kendilerini güvende hissederler. Çocuğunuza sınırlar   çizdiğinizde ona aslında şu mesajı verirsiniz: "seni umursuyorum, senin   güvende olmanı istiyorum, ve senin diğerleriyle mutlu bir şekilde   yaşayabilmen için sorumluluk kazanmanı istiyorum". Sınırlar tıpkı köprünün   kenarındaki çitler gibidir, bir nevi güven duygusu   verirler.                Koyulan çoğu sınırın amacı çocukları görebilecekleri fiziksel ve psikolojik   zararlardan korumak, ve çevrelerindeki eşyalara özenli davranmalarını   sağlamaktır. Bir sınır koymadan önce düşünmeniz gereken en önemli nokta bu   sınırın gerçekten önemli olup olmadığıdır. Koymuş olmak için sınırlar   koymayın. Ve sınırlarınızı bir kere belirlediğinizde tutarlı olun. Çok fazla   kural koyarsanız çocuğunuzdan çok fazla beklenti içine girmiş olursunuz.   Dolayısıyla en önemli olduğuna inandığınız kurallara öncelik tanıyın. Bir   diğer önemli nokta da çocuğunuza makul sınırlar çizmektir. Koyduğunuz   kuralın makul olup olmadığını çocuğunuzun davranışlarını gözlemleyerek   anlayabilirisiniz.                Çocuğunuzdan beklentinizi açık ve net bir şekilde dile getirin.   Beklentilerinizi belirsiz üstü kapalı sözlerle değil, net ifadelerle   belirtin. Kuralları belirlerken ki ses tonunuzda çok önemlidir. "Odanı   topla!" yerine, "her akşam yatmadan önce oyuncaklarını toplayıp   kutunun içine koymanı istiyorum"   gibi.                Sınır koymak için ayrıca zaman yaratın. Çocuğunuz istenmeyen bir   davranış yaptığında ayaküstü onu azarlamak yerine, bu konu için özel olarak   çocuğunuzu karşınıza alıp beklentinizi dile getirin. Bunu yaparken kızgın bir   ses tonuyla değil, nötr bir ifadeyle yapın. " Bağırma!" yerine,   "Yüksek sesle konuştuğunda ben rahatsız oluyorum, o yüzden konuşurken   biraz daha alçak sesle konuşmanı istiyorum" gibi. Ayaküstü yapılan   azarlamalar ancak o an için etkili olacaktır. Uzun süreli ve kalıcı   sonuçlar istiyorsanız bu konuya ayrıca zaman ayırıp çocuğunuzla konuşmanız   gerekir. Ayrıca devamlı yapılan ayaküstü uyarılar çocuğunuzun kendini   kötü hissetmesine, sürekli bir şeyleri yanlış yaptığını hissine kapılmasına   neden olacaktır.                   Sınır koymanın amaçlarından biri de çocuğunuzun iç kontrolünü kazanmasını   sağlamaktır. Sınırları çocuğunuzla beraber belirlerseniz uyulmaları   daha olası olacaktır. Onların da bir katkıda bulunmasına izin verin.                   Aileler kesin ve net olmadıkları sürece çocuklar sınırların nereye kadar   zorlanabileceğini denerler. Sınır koymak otoriter bir tavır sergilemek   anlamına gelmez. Belirli sınırları olduğunu bilmesi ve hareketlerini bu   sınırlara göre ayarlaması ona hem güven hem de sorumluluk duygusunu   aşılar.                Çocuğunuza sınırlar konusunda çok fazla detaylı açıklama yapmak zorunda   değilsiniz. Onun çok fazla sorgulamasına neden olursanız işin içinden   çıkamazsınız. Bunun yerine kendinden emin bir tavırla ona güven vermelisiniz.   Eğer bir açıklama istiyorsa ona bunu basit cümlelerle yapmalısınız. Her kural   için çocuğunuzun bir açıklama beklediğini de düşünmeyin. O sizin onu   tehlikelerden korumak istediğinizi bilir, nazik bir şekilde yaptığınız sürece   rehberliğiniz ona güven   verir.                Çocuğunuza kurallar koyarken belli bir standart yoktur, çünkü hiçbir aile   birbirinin aynısı değildir, ve her ailenin farklı ihtiyaçları vardır.   Kural koyarken öncelikle hangi kuralın sizin için daha önemli olduğuna, çocuğunuzun   hangi davranışını değiştirmek gerektiğine ve de hangi davranışlarının göz   ardı edilebileceğine sizin karar vermeniz gerekir. Burada önemli olan   sizin için en önemli davranışları belirleyip mümkün olduğunca az kural   koymanızdır. Çok fazla kural koyduğunuzda kendinizi sürekli çocuğunuza   bir kuralı hatırlatırken bulursunuz ve bu da çocuğunuzun kendiyle ilgili bir   şeylerin yanlış gittiği hissine kapılmasına neden olur.
    Çocuklara kuralları   olumlu cümlelerle tanıtmak kabul edilebilir davranışların sayısının artmasını   sağlar. Buna birkaç örnek verecek olursak:
 

  Salonda   yerlere dökülüp halıları kirletebileceği için her türlü yiyecek ve içeceği   mutfakta tüketmeni istiyorum.Evde koşmak yerine yürümeni istiyorum, böylece bir yerlere   çarpıp canını acıtmazsın.Oyuncaklarınla oynadıktan sonra onlarını yerine koymalısın ki   bir daha ki sefere onlarla oynamak istediğinde yerlerinde bulabilesin.Senin taşıtlardan zarar   görmemen için dışarıda oynadığında caddeden uzakta, bahçede oynamanı   istiyoruz.Arkadaşına   kızdığında duygularını ona kelimelerle ifade etmelisin, arkadaşına isim takıp   onun dalga geçmek onun duygularını incitebilir.Oyuncaklarına sahip çıkıp, onlara nazik   davranır, insanların yürüdüğü yerlerde bırakmazsan böylece onların   kırılmalarını önlemiş olursun.Kitaplarına iyi bakar, sayfalarını nazikçe çevirirsen   sayfaları zarar görmez, çünkü eğer sayfaları zarar görürse bir daha hikayeyi   okuyamayız