Çocuğumuzun hareket alanını belirlerken nelere dikkat edelim ? ÇOCUĞUNUZA SINIR KOYMAK Çocuklara sınır çizmekteki amacımız çocuklarımızın bağımsız, kendi kendilerine hareket edebilen bireyler haline gelebilmelerini sağlamaktır. Sınırlar çocukların kendilerini güvende ve emniyette hissetmelerini sağlar ve onlarla ilgilenen birilerinin olduğunu hissettirir. Çocuklar kabul edilebilir ve edilemez davranış arasındaki çizginin nerede çizildiğini bilmek isterler ve bu şekilde kendilerini güvende hissederler. Çocuğunuza sınırlar çizdiğinizde ona aslında şu mesajı verirsiniz: "seni umursuyorum, senin güvende olmanı istiyorum, ve senin diğerleriyle mutlu bir şekilde yaşayabilmen için sorumluluk kazanmanı istiyorum". Sınırlar tıpkı köprünün kenarındaki çitler gibidir, bir nevi güven duygusu verirler. Koyulan çoğu sınırın amacı çocukları görebilecekleri fiziksel ve psikolojik zararlardan korumak, ve çevrelerindeki eşyalara özenli davranmalarını sağlamaktır. Bir sınır koymadan önce düşünmeniz gereken en önemli nokta bu sınırın gerçekten önemli olup olmadığıdır. Koymuş olmak için sınırlar koymayın. Ve sınırlarınızı bir kere belirlediğinizde tutarlı olun. Çok fazla kural koyarsanız çocuğunuzdan çok fazla beklenti içine girmiş olursunuz. Dolayısıyla en önemli olduğuna inandığınız kurallara öncelik tanıyın. Bir diğer önemli nokta da çocuğunuza makul sınırlar çizmektir. Koyduğunuz kuralın makul olup olmadığını çocuğunuzun davranışlarını gözlemleyerek anlayabilirisiniz. Çocuğunuzdan beklentinizi açık ve net bir şekilde dile getirin. Beklentilerinizi belirsiz üstü kapalı sözlerle değil, net ifadelerle belirtin. Kuralları belirlerken ki ses tonunuzda çok önemlidir. "Odanı topla!" yerine, "her akşam yatmadan önce oyuncaklarını toplayıp kutunun içine koymanı istiyorum" gibi. Sınır koymak için ayrıca zaman yaratın. Çocuğunuz istenmeyen bir davranış yaptığında ayaküstü onu azarlamak yerine, bu konu için özel olarak çocuğunuzu karşınıza alıp beklentinizi dile getirin. Bunu yaparken kızgın bir ses tonuyla değil, nötr bir ifadeyle yapın. " Bağırma!" yerine, "Yüksek sesle konuştuğunda ben rahatsız oluyorum, o yüzden konuşurken biraz daha alçak sesle konuşmanı istiyorum" gibi. Ayaküstü yapılan azarlamalar ancak o an için etkili olacaktır. Uzun süreli ve kalıcı sonuçlar istiyorsanız bu konuya ayrıca zaman ayırıp çocuğunuzla konuşmanız gerekir. Ayrıca devamlı yapılan ayaküstü uyarılar çocuğunuzun kendini kötü hissetmesine, sürekli bir şeyleri yanlış yaptığını hissine kapılmasına neden olacaktır. Sınır koymanın amaçlarından biri de çocuğunuzun iç kontrolünü kazanmasını sağlamaktır. Sınırları çocuğunuzla beraber belirlerseniz uyulmaları daha olası olacaktır. Onların da bir katkıda bulunmasına izin verin. Aileler kesin ve net olmadıkları sürece çocuklar sınırların nereye kadar zorlanabileceğini denerler. Sınır koymak otoriter bir tavır sergilemek anlamına gelmez. Belirli sınırları olduğunu bilmesi ve hareketlerini bu sınırlara göre ayarlaması ona hem güven hem de sorumluluk duygusunu aşılar. Çocuğunuza sınırlar konusunda çok fazla detaylı açıklama yapmak zorunda değilsiniz. Onun çok fazla sorgulamasına neden olursanız işin içinden çıkamazsınız. Bunun yerine kendinden emin bir tavırla ona güven vermelisiniz. Eğer bir açıklama istiyorsa ona bunu basit cümlelerle yapmalısınız. Her kural için çocuğunuzun bir açıklama beklediğini de düşünmeyin. O sizin onu tehlikelerden korumak istediğinizi bilir, nazik bir şekilde yaptığınız sürece rehberliğiniz ona güven verir. Çocuğunuza kurallar koyarken belli bir standart yoktur, çünkü hiçbir aile birbirinin aynısı değildir, ve her ailenin farklı ihtiyaçları vardır. Kural koyarken öncelikle hangi kuralın sizin için daha önemli olduğuna, çocuğunuzun hangi davranışını değiştirmek gerektiğine ve de hangi davranışlarının göz ardı edilebileceğine sizin karar vermeniz gerekir. Burada önemli olan sizin için en önemli davranışları belirleyip mümkün olduğunca az kural koymanızdır. Çok fazla kural koyduğunuzda kendinizi sürekli çocuğunuza bir kuralı hatırlatırken bulursunuz ve bu da çocuğunuzun kendiyle ilgili bir şeylerin yanlış gittiği hissine kapılmasına neden olur. Çocuklara kuralları olumlu cümlelerle tanıtmak kabul edilebilir davranışların sayısının artmasını sağlar. Buna birkaç örnek verecek olursak: Salonda yerlere dökülüp halıları kirletebileceği için her türlü yiyecek ve içeceği mutfakta tüketmeni istiyorum.Evde koşmak yerine yürümeni istiyorum, böylece bir yerlere çarpıp canını acıtmazsın.Oyuncaklarınla oynadıktan sonra onlarını yerine koymalısın ki bir daha ki sefere onlarla oynamak istediğinde yerlerinde bulabilesin.Senin taşıtlardan zarar görmemen için dışarıda oynadığında caddeden uzakta, bahçede oynamanı istiyoruz.Arkadaşına kızdığında duygularını ona kelimelerle ifade etmelisin, arkadaşına isim takıp onun dalga geçmek onun duygularını incitebilir.Oyuncaklarına sahip çıkıp, onlara nazik davranır, insanların yürüdüğü yerlerde bırakmazsan böylece onların kırılmalarını önlemiş olursun.Kitaplarına iyi bakar, sayfalarını nazikçe çevirirsen sayfaları zarar görmez, çünkü eğer sayfaları zarar görürse bir daha hikayeyi okuyamayız
|